Aşkın Psikolojisini Soruyorlar Anlatayım

İzlediği pembe dizilerin entrikalarını aşk sanan, sarhoş olup şiire düşüren sevgilisini özleyen, şehvetle tenin sıcaklığına  tutsak kalan, kasıklarına sığdırdığı hayvani şehvetin hazzını aşk, muhattabını yar sanan, ilgi ve alaka bağımlılarının kaynağı olan, arabesk ruhların dünya somutluğunda derbeder olduran, güzele meyil edip çirkini hor gören, sosyal medyanın yozlaşmasında teşhirci olup beden sergileyenler bana aşkın psikolojisini soruyorlar. Leyla ile mecnun birbirine aşık çöllere düşmüşler de seneler sonra karşılaştıklarında birbirlerinin etten suretlerine bakıp aşık olduğum bu değil, biz aşka aşığız diyip yollarına devam edip birbirlerine kavuşmamak üzere çöle geri dönmüşler. Acı çekmişler, olgunlaşmak için . Susuz kalmışlar gerçek suya ulaşmak için. Tende görünenden öteyi istemişler de akıllarını başlarından atmışlar. Halleri ibadet ibadetleri hal olmuşta aşıkların ateşinde dirhem dirhem yanıp ta ah etmemişler. Devamını oku

PSİKOLOJİK İYİ OLUŞ İÇİN TAVSİYELER

Ruh sağlığı alanında psikoterapi ve klinik anlamda psikofarmakoloji( psikiyatrik ilaçlar)uygulaması kadar önemli diğer konu; koruyucu ruh sağlığı alanıdır. Bu alan, genetik ve/veya çevresel etkilerle ortaya çıkan psikolojik sorunların önlenmesinde, açığa çıktıysa çözülmesinde ve bireyin kendi öz tedavisinde önemli bir yer kaplamaktadır. Devamını oku

İyi Olana Davet

İyi olan herşeye davet vardır; asla zorlama olmaz, olamaz. İnsanın kötü olanı seçme hakkı kısıtlı olan iradesini kullanma hakkından gelir. Tabiki her seçimin sonucuda ödenmesi gereken bir bedel de olacaktır.  Bu bedeli ödemeyi göze alan insanın akıbeti başlangıçtaki seçimleri ile şekillenecektir. İyiye yönelene iyi yol, kötüye yönelene kötü yol kolaylaşacaktır elbet. Bu fizik kanunu kadar net bir yaşam kanunudur. O kanun kitabında yazılanların terazisi çok hassastır. Sapmadan hükmünü en doğru şekilde vermektedir. Devamını oku

Kişilik Bozuklukları

Kişiliğimiz içsel ve dışsal dünyamızla ilişkimizin nasıl olacağını ne şekilde olacağını belirler. Bunu bir etkileşim ve iletişim aracına benzetebiliriz. Hepimizin atamızdan ailemizden bize aktarılan genetik özelliklerimiz vardır.Bize aktarılan bu mirasın kişiliğimizdeki görüntüsüne MİZAÇ diyoruz. Fark ederiz kimimiz daha neşelidir kimimiz daha asabi, kimimiz çevremiz tarafından çok sakin olarak adlandırılırız.   Mizacımızı bu iletişim ve etkileşim aracının temel taşı olarak görebiliriz. Devamını oku

Regresyon- Psikolojik Gerileme-ilkel Benliğe Dönüş

Psikolojik bir terim olan psikolojik gerilemeyi ifade eden regresyon olgusu gündelik klinikte çokça karşımıza çıkmaktadır. Özellikle, toplumsal kaotik dönemlerde yada bireyin yaşadığı stresli bir yaşam döneminde regresyon olgusunun klinik bir ortam bulduğunu görüyoruz. Teknik anlamı dışında gündelik kolaylıkta anlaşılması İçin, daha basit terimlerle açıklayıp daha sonra literatür anlatımına geçeceğim. 

 

Özellikle geçmişinde travma bulunan bireyler yada travmatik toplumlarda yaşayan kişiler ruhsal gelişim dönemlerinde bazı anlarda takılırlar. Bu takılma hayat boyu sürebilir. Unutmayın ki ruhsal süreçlerde yada insan zihninde zaman mevhumu yoktur. Kolumuza taktığımız saatlerin gösterdiği zaman ve takvim kavramı insan yaratısıdır. Doğada ve varoluşta andan başka bir zaman aslen yoktur. Psikolojik dinamiklerimizde ise bilinçaltımızın karanlık odalarındaki zamansızlık ve sonsuz kayıt etme kapasitesi sebebi ile yaşadığımız herşey o alanda varlık sürer.  Devamını oku

Ergenlerde Madde Bağımlılığı

“Madde bağımlılığı”ndaki ‘uyuşturucu madde’, Dünya sağlık örgütünün tanımında, “sağlık için kullanılanlar dışında, yaşayan organizmada kullanıldığında, organizmanın bir ya da birden çok yetisini farklılaştırabilen herhangi bir madde” olarak belirtilmiştir.

Uyuşturucu maddeler uyarıcı ve serotonin yükseltici olarak kullanılabilen farklı özelliklerdedir. Kişilerin acıdan kaçmak ve sıkıntılı durumun etkisini azaltarak hazza-iyi oluşa ulaşacağını  düşünerek kullanılmaktadır. Bu kullanışlar sırasında sınırlı zamanlı ve biyolojik anormalliğe bağlı ortaya çıkan halin sedatif yanı sakinleştirici etkisi Devamını oku

Konfor Alanı Gelişimin Önündeki Engel

Hepimiz hayatımızı kolaylaştırmak için sürekli çalışarak çaba içerisinde yaşarız. Okullar bitirir, sertifikalar alır, iyi bir iş için kızgın rekabetin içinde yanarız. Sonucunda zar zor elde ettiklerimizi korumak için bir bu kadar çabayı tekrar gösteririz. Sonuçta elde ettiklerimizle etrafımıza görünmez duvarlar örüp onun arkasında güvenle yaşadığımızı düşünürüz. Peki elde ettiklerimizle kendimize kurduğumuz bu yaşantı insani gelişim sürecimizi hangi olumsuz etkilerle sabote etmektedir, hiç düşündük mü? Bilinçaltımız gelişmemizi sağlayan konfor alanını korumak için bizi hangi alanlardan sabote eder ve ipleri elinde tutar. Diğer yandan içimizde insani potansiyelimizi açığa çıkarmaya çalışan akil, bilge, mutlak dengeli iyi yönümüz bizi gelişim için uyandırmaya çalışır sizce? Devamını oku

Kollektif Bilinçdışı Hakkında Fikir Uçuşmaları

İnsanı anlamak ve anlamlandırmak çok büyük mesele. Tarih sahnesinde rol almış bir çok düşünür insanı anlama yolculuğunda ortaya fikirler atıp kitleleri etkilemiş, kendilerine takipçiler bulmuş, zamanın sonsuzluğuna fikirleri ile genişlemek istemişlerdir. Bu düşünürlerin arasında psikoloji bilimi açısından önemli katkılar sunmuş bir kişi vardır ki; Sigmund Freud ismiyle anılan bilinçaltı kavramı kadar konuşulmasa da ona eş değer belki fantastic yönü ile daha heyecan verici bir kavram ile ortaya çıkmış Carl Gustav JUNG; kollektif bilindışı-bazı kaynaklarda kollektif bilinç isimleriyle muazzam bir teori ortaya koymuştur. Devamını oku

ANNE; ‘BEN’ OLMAMA YARDIM ET! SEN OLMAMI BEKLEME!

Doğduğumuz an Annenin dünyasında yaşamaya, nefes almaya başlarız. Varoluşumuz annenin bakımına bağlıdır. Anne ne zaman yedirir, ne yedirir ve nasıl yedirirse onu öğreniriz. Annenin duygu dünyasının da içine doğuyoruz da denebilir. Neye kızar, nasıl sevinir o şekilde öğrenme şablonları oluşur zihnimizde. Bu dünyaya ait ne varsa önce annenin tanımlarıyla bizde tanımlanır. Mutluluk, hüzün, keder, başarı annenin gözündeki gibidir bizde de. Doğum anımızdan okul yıllarımıza kadar neredeyse katıksız algımızı, öğrenmelerimizi  annenin dünyasında yaşarız. Devamını oku

Kaybolduk!

Kaybolduk! • Bir varmış, Bir yokmuş… • Evvel zaman içinde bir İnsan varmış. • Bu İnsanın derdi varmış. • Çünkü İnsan kaybolmuş. • Öyle büyük bir yolculuğa çıkmış, öyle uzaklara gitmiş ki insan arkasına dönüp baktığında izlerini bulamaz olmuş. • Geldiği yönü kaybetmiş. • Geldiği yönü kaybetmiş de gideceği yönü bulmuş mu?
• Arıyoruz hepimiz. • Arıyoruz evet… • Ama gerçekte ne aradığımızı kaybettik. Devamını oku

Mesaj göndermek için tıklayınız.
1
Online Terapi Tıklayınız!
Scan the code
Merhaba,
Bize buradan ulaşabilirsiniz